YDS de En ok 覺kan 1000 Kelime ve Anlam覺
YDS de En ok 覺kan 1000 Kelime ve Anlam覺
1. abandon = (1) (birini) terk etmek (= leave) (2) bir eyden vazge癟mek (= give up)
2. abbreviate = (1) k覺saltmak, 繹zetlemek (2) (matematikte) sadeletirmek
3. abolish = (toplumdaki tabular覺) y覺kmak, sona erdirmek (= do away with)
4. absorb = i癟ine 癟ekmek, emmek
5. abstain from = (alkol, ila癟 vb) den sak覺nmak/ uzak durmak (=avoid from) !
6. abundance = bolluk, bereket
7. abundant = bol, bereketli
8. accelerate = h覺zland覺rmak, ivme kazand覺rmak *** accelerator = gaz pedal覺
9. accept = kabul etmek, raz覺 olmak
10. access = erimek, ulamak
11. accessible to = ula覺labilir, eriilebilir
12. accommodate = (misafir, konuk vb) a覺rlamak (= put up)
13. accompany = (1) elik etmek, arkadal覺k etmek (= escort) (2) beraber bulunmak ya da bir arada g繹z羹kmek (* Pain and fever accompany inflammatory diseases)
14. accomplish = baarmak (= achieve)
15. accumulate = (1) birikmek, 癟oaltmak (2) biriktirmek, y覺mak
16. accuracy = doruluk, kesinlik
17. accurate = doru, hatas覺z, eksiksiz bir ekilde (= precise, correct)
18. accurately = doru, hatas覺z, eksiksiz bir ekilde (= precisely, correctly)
19. accuse (of) = birini bir eyle su癟lamak, itham etmek
20. achieve = baarmak, yerine getirmek
21. acknowledge as = (1) kabul etmek, olarak tan覺mak (2) (mektup, mesaj vb) ald覺覺n覺 g繹nderen kiiye bildirmek
22. acquainted with = aina olmak, haberdar olmak (= familiar with)
23. acquire = (dil, miras, huy vb) edinmek, kazanmak (= obtain, attain) (*She acquired a huge fortune.) (* I acquired Turkish but I learned English in school.)
24. acquisition = edinim
25. activity = faaliyet, aktivite *** activist = bir fikrin aktif destek癟isi (=supporter)
26. adapt = bir eye uyarlamak, uydurmak ( = adjust)
27. addict = ba覺ml覺, tiryaki *** drug addict = eroin ba覺ml覺s覺
28. addiction to = ba覺ml覺l覺k, tiryakilik
29. addition = ilave, ek
30. additionally = ayr覺ca, bunun yan覺 s覺ra, buna ilaveten (= furthermore,moreover)
31. adequately = yeterli bir ekilde (= sufficiently)
32. adjust = (1) uyarlamak (= adapt) (2) al覺mak (= get used to)
33. adjustment = d羹zeltme,intibak, uyma
34. administer = (1) idare etmek, y繹netmek (2) (damardan ila癟 vb) vermek, salamak
35. admire = hayran olmak
36. admit = kabullenmek, itiraf etmek
37. adopt = (1) evlat edinmek (= take up) (2) (繹nlem, tedbir vb) almak (adopt measure) (3) (bakas覺na ait bir eyi) benimsemek (dil, din vb)
38. adore = 癟ok sevmek, tapmak
39. adverse = z覺t, k繹t羹
40. advocate = (1) savunmak (= defend) (2) desteklemek (= support)
41. affect = etkilemek (= influence)
42. aggravate = gittik癟e k繹t羹ye gitmek, fenalamak (= deteriorate, worsen)
43. aggressive = sald覺rgan
44. aid = yard覺m etmek (= help)
45. alien (to) = yabanc覺
46. alongside = yan覺nda, bitiiinde (beside, next to)
47. alter = deitirmek (= change)
48. alteration = deiiklik
49. amazing = a覺rt覺c覺, hayran b覺rak覺c覺 (= astonishing)
50. amend = deiiklik yapmak (kanunda d羹zenleme yapmak anlam覺ndaki gibi)
51. amendment = deiiklik, (kanun vb) 羹zerinde deiiklik yapmak (= alteration)
52. amusing = elenceli, zevkli
53. announce = anons etmek, ilan etmek (= give out, declare)
54. anticipate = ummak, beklemek
55. apologize = 繹z羹r dilemek (apologize to someone for something)
56. appalling = korkun癟 (= dreadful, horrendous)
57. appointment = (1) atama, tayin (2) randevu (= rendezvous)
58. appreciate = (1) takdir etmek, deerini bilmek (2) anlamak, fark覺na varmak
59. approach = (1) (zaman/ mesafe bak覺m覺ndan birine/bir eye) yaklamak (* Do not approach with fire! (2) (bankaya/y羹ksek bir mevkiye vb) m羹racaatta bulunmak, ricada bulunmak (* She approached the bank for a loan)
60. appropriately = uygun olarak (= suitably)
61. approve of = onaylamak, uygun bulmak, tasvip etmek
62. arrange = d羹zenlemek, ayarlamak (toplant覺, randevu vb)
63. artefact = insan eliyle yap覺lm覺 (sanat)
64. ascend = yukar覺 癟覺kmak, y羹kselmek, t覺rmanmak (= go up / climb up) 65. ask for = ricada bulunmak, bir ey istemek
66. aspire = iddetle arzu etmek, 癟ok istemek (* Ive always aspired to be a singer)
67. assemble = (1) bir araya getirmek, toplamak (= gather) (2) monte etmek (= put up)
68. assess = deerlendirmek (= evaluate)
69. assign = atamak, tayin etmek, g繹revlendirmek (= appoint)
70. assist somebody in something = birine bir konuda yard覺m etmek
71. associate = (zihninde insanlar/eyalar aras覺nda) 癟ar覺覺m yapmak, 癟ar覺t覺rmak * I always associate the smell of baking with my childhood.) (2) (k繹t羹 yolda olan veya k繹t羹 al覺kanl覺klar覺 olan insanlarla) arkadal覺k yapmak, d羹羹p kalkmak (* Dont associate with those glue-sniffers.) 72. assume = (1) elinde delil olmadan bir eyin doru olduunu d羹羹nmek veya kabul etmek, farz etmek (= conclude) (2) (sorumluluk/vebal vb) 羹stlenmek, 羹zerine almak (= take on) (* I temporarily assumed the responsibility for her) 73. assure = birine teminat vermek, emin k覺lmak, garanti vermek 74. astonishment = a覺rtmak, a覺rmak (= amazement, bewilderment) 75. attach = ilitirmek, eklemek (= enclose) 76. attack = sald覺rmak, sald覺r覺 77. attain = elde etmek, erimek (= gain, obtain) 78. attainment = ulamak, erimek 79. attend = itirak etmek, kat覺lmak 80. attribute = (bir sebebe/nedene) dayand覺rmak (= base on/upon) 81. auditorium = dinlenme/izleme salonu, seyircilerin oturduu b繹l羹m 82. available = mevcut, var olan 83. avert = (1) olmas覺n覺 繹nlemek (2) baka y繹ne 癟evirmek (trafik ak覺覺n覺 vb) 84. avoidable = ka癟覺n覺labilir, engellenebilir 85. award = 繹d羹l 86. backward = geri kalm覺, geriye doru 87. badly in need of = bir eye/birine 癟ok muhta癟 olmak 88. barely = (1) hemen hemen hi癟, neredeyse hi癟 (2) g羹癟l羹kle (= hardly, scarcely) 89. bargain = (1) pazarl覺k, anlama (2) pazarl覺k etmek (3) kelepir, ucuz eya 90. barren = kurak, verimsiz (= infertile, arid) 91. basic = temel (= essential, fundamental) 92. bazaar = pazar, al覺veri yeri 93. behave = davranmak 94. believe = inanmak 95. belongings = birinin kiisel eyalar覺 (= possessions) 96. beloved = sevgili, hazret 97. bitingly satirical = a覺r覺 alayc覺, insafs覺zca eletirme 98. bizarre = tuhaf, acayip (= strange, weird) 99. blanket = battaniye 100. blaze = (1) ate, alev, yang覺n (2) parlamak 101. bolt = f覺rlay覺p ka癟mak, tabanlar覺 yalamak 102. branch = dal, bran 103. break off = (nian, nikah vb) bozmak, ayr覺lmak 104. breed = (1) (hayvan i癟in) dourmak, yavrulamak (2) hayvan yetitirmek 105. bribery = r羹vet *** offer bribes = r羹vet teklif etmek 106. bride = gelin 107. brief = k覺sa, 繹z *** in brief = k覺saca, 繹z olarak 108. bring up = (1) 癟ocuk b羹y羹tmek (2) kusmak (3) ortaya (konu vb) atmak 109. broadcast = (radyo, televizyon, hava durumu i癟in) yay覺n 110. Broadly speaking = Genel konumak gerekirse (= generally, mostly) 111. broil = 覺zgara yapmak, kavurmak 112. bullfight = boa g羹rei 113. bully = (1) kabaday覺, zorba (2) kabaday覺l覺k yapmak, zorbal覺k yapmak 114. burial = g繹m羹, g繹mme 115. burn = (1) yakmak (2) yanmak 116. button = d羹me 117. calculator = hesap makinesi 118. call for = talep etmek, istemek (= demand) 119. calm = sakin 120. cant take ones eyes off = g繹zlerini birinden veya bir eyden alamamak 121. cancel = iptal etmek (= call off) 122. captivating = b羹y羹leyici (= enchanting, fascinating) 123. captive = tutsak, esir 124. captivity = tutsakl覺k, esaret 125. capture = yakalamak, ele ge癟irmek, tutsak etmek (= apprehend) 126. careless = dikkatsiz 127. carry out = (癟al覺ma, deney, anket vb) y羹r羹tmek, icra etmek (= fulfil, conduct) 128. carve = (1) (tahta vb) oymak (2) (et vb) kesmek 129. casually = g羹nl羹k, s覺radan, havadan sudan 130. caution = uyar覺, dikkat 131. cease = sona erdirmek, durdurmak ( cease-fire= atekes) 132. ceaseless = aral覺ks覺z, durmadan (= non-stop) 133. celebration = kutlama 134. celebrity = 羹nl羹 135. census = n羹fus say覺m覺 136. ceremony = t繹ren 137. charge (with) = ile yarg覺lamak (mahkemede) (= try) 138. circulate = dolamak, dolat覺rmak, deveran etmek (v羹cuttaki kan vb) 139. circulation = (1) dola覺m (2) gazete tiraj覺, g羹nl羹k sat覺 oran覺 140. cite = 繹rneklemek, ad覺ndan bahsetmek, deinmek (= refer to, mention) 141. citizen = vatanda *** Citizenship = Vatandal覺k 142. clarify = a癟覺klamak (= explain) 143. claw = pen癟e, hayvan pen癟esindeki k覺vr覺k t覺rnak 144. clearance = (1) maazay覺 boaltma, mallar覺 elden 癟覺karma, tasfiye (2) izin, yeil 覺覺k 145. close = (s覺fat) yak覺n 146. closed = kapal覺 147. closure = (1) kapan覺 (2) iflas 148. coincide with = ayn覺 zamana denk gelmek/tesad羹f etmek (= fall on the same date) 149. collapse = (1) (bina vb i癟in) 癟繹kmek (2) bay覺lmak 150. collapsible = katlanabilir (kanepe vb) 151. collar = (1) yaka (2) tasma 152. colleague = i arkada覺 153. collide with = 癟arp覺mak (= crash into) 154. commence = balamak (= start) *** commencement speech = a癟覺l覺 konumas覺 155. comment on = yorum yapmak (= interpret) 156. commercial = ticari 157. commit = (1) (intihara vb) kalk覺mak, yeltenmek (2) (su癟, c羹r羹m) ielemek (3) (kendini iine, ailesine vb) adamak (= devote) 158. commit = kalk覺mak, yeltenmek *** commit suicide = intihar etmek 159. common = (1) ortak (2) s覺radan, yayg覺n *** in common with = ile ortak nokta 160. commonplace = yayg覺n, s覺radan (= ordinary, usual) 161. commuter = ev ile i aras覺nda mekik dokuyan/gidip gelen 162. companion = dost, arkada 163. company = (1) arkadal覺k, dostluk (2) irket 164. compel = zorlamak, mecbur b覺rakmak (= force, oblige) 165. compensation for = (1) tazminat 繹demek (2) telafi etmek 166. compete = rekabet etmek, yar覺mak ***competition = m羹sbaka, yar覺 167. compete against = bakas覺yla yar覺mak, rekabet etmek 168. compete with = bakas覺yla ayn覺 yerden beslenmek/ge癟im salamak (kangurular koyunlar覺n otlaklar覺ndan otlanan rakip hayvanlar olmas覺 gibi) 169. competition = (1) rekabet (2) m羹sabaka, yar覺 170. compile = derlemek, bir araya getirmek (bilgi, delil vb) 171. complain to somebody about something = ikayet etmek 172. completely = tamamen, b羹t羹n羹yle (= entirely) 173. comply (with) = e uymak, e itaat etmek (= abide by) 174. compose = oluturmak, meydana getirmek *** be composed of = den olumak 175. compound = bir s羹r羹 binan覺n bulunduu etraf覺 癟evrili mekan 176. comprise = i癟ermek (= include) 177. compute = hesap yapmak, bir notu bilgisayara girmek(= calculate ) 178. conceal = gizlemek, saklamak (= hide) 179. conceive as = (1) olarak alg覺lamak/d羹羹nmek (2) conceive of = bir eyi ilk kendisi ak覺l etmek (= senaryonun konusu vb) (3) gebe kalmak 180. conclude = sonu癟 癟覺karmak (= assume) 181. conclusion = sonu癟, netice, yarg覺 182. condition = durum, hal / koul,art 183. conditionally = artl覺 olarak, belli artlara bal覺 184. conduct = (1) (deney, anket vb) idare etmek, y羹r羹tmek (= carry out) (2) (isim hali) davran覺 (= behaviour) 185. conduct = (1) (deney,癟al覺ma vb) y羹r羹tmek,icra etmek (2) davran覺 (= behaviour) 186. confess = itiraf etmek (= speak out) 187. confident (of) = emin 188. confine to = (1) s覺n覺rlamak, bir yere mahkum etmek (2) hapse atmak (= imprison) 189. confirm = (1) onaylamak, dorulamak (= verify) (2) (bir iddiay覺, davay覺 vb) g羹癟lendirmek, pekitirmek (= strengthen) 190. conflict = (1) 癟at覺ma, sava (2) anlaamama, tart覺ma 191. conflict with = 癟at覺mak, 癟arp覺mak, savamak 192. conform to = uymak, uyumak (= obey the rules) 193. confront = (1) kar覺lamak, y羹z y羹ze gelmek (2) confront about = y羹zletirmek 194. confuse = kar覺t覺rmak, a覺rmak 195. conquer = (1) fethetmek (2) yenmek, galip gelmek 196. consent = (1) raz覺 olmak (2) izin,r覺za (= permission) 197. consent to = raz覺 olmak 198. consequence = sonu癟, netice (= result) 199. conserve = korumak, muhafaza etmek 200. considerable = b羹y羹k 繹l癟羹de, 繹nemli miktarda, az覺msanamaz X negligible(=neglic覺b覺l) 201. considerably = 繹nemli 繹l癟羹de, olduk癟a 202. considerately = d羹羹nceli/nazik bir ekilde 203. consideration = g繹z 繹n羹nde bulundurma/d羹羹nme 204. consist of = ibaret olmak, meydana gelmek 205. conspire against = birine komplo kurmak (= plot against) 206. constantly = 1-s羹rekli 2- aral覺ks覺z 207. constantly = s羹rekli 208. constitute = oluturmak, meydana getirmek (= make up) 209. constrain = zorlamak (= restrain, force) 210. construct =ina etmek, yapmak (= build) 211. consult = dan覺mak (= check with) 212. consume = t羹ketmek (= use up) 213. contact with = birisi ile kontak/temas kurmak, irtibata ge癟mek 214. contemporary = 癟ada, ayn覺 癟ada yaayan 215. content with = den memnun 216. contest = yar覺ma, m羹sabaka *** beauty contest = g羹zellik yar覺mas覺 217. continent = k覺ta 218. contract = (1) s繹zleme yapmak (2) k羹癟羹lmek, b羹z羹lmek (= shrink) (3) hastal覺k kapmak 219. contradict = 癟elimek 220. contradictory = 癟elikili, tutars覺z, kendini yalanc覺 癟覺karan (= inconsistent) 221. contribute to = katk覺da bulunmak 222. controversial = tart覺mal覺, fikir ayr覺l覺覺na sebep olan (= disputable, debatable) 223. controversy = anlamazl覺k, fikir ayr覺l覺覺 224. conventional = geleneksel, al覺覺lagelen 225. converse = (1) kar覺t, z覺t (2) konumak 226. convert into = d繹n羹t羹rmek (= change) 227. convict = mahkum, tutuklu 228. convince = ikna etmek 229. correctly = doru bir ekilde, d羹zg羹nce (= accurately, precisely) 230. correspond to = bir eyle uymak, uygun d羹mek, tekab羹l etmek (= agree, match) 231. correspond with = birisi ile yaz覺mak 232. counterpart = kar覺l覺覺, dengi (Sultan kelimesinin counterpart覺 Kral d覺r) 233. couple = 癟ift 234. course = (1) gidiat, ilerleme (zaman/mekan i癟inde) *** in the course of = n覺n esnas覺nda (2) (nehir i癟in) ak覺 y繹n羹 (3) 繹renim, kurs 235. cramped = hijyenik olmayan 236. crash = (1) kaza, iddetli ses, iflas (2) yere d羹me , 癟arpma 237. crawl = emeklemek 238. create = yaratmak 239. credibly = inan覺l覺r bir ekilde (= believably) 240. criminal = ciddi bir su癟/c羹r羹m ilemi,su癟lu 241. crippled = fel癟li, k繹t羹r羹m (= paralysed) (2) engellenmi, gerilemi (ekonomi vb) 242. crocodile = timsah (= alligator) 243. cross out = 羹st羹n羹 癟izmek, silmek (= delete) 244. crumble = ufalanmak, par癟alanmak (= disintegrate, fall apart) 245. cultivate = tar覺m yapmak, tarlay覺 vb s羹r羹p ekmek 246. curator = sanat galerisi/m羹ze/k羹t羹phane g繹revlisi 247. currency = d繹viz 248. curve = eim, emek 249. custom = gelenek, g繹renek *** customs = g羹mr羹k 250. customary = geleneksel (= traditional 251. debate = tart覺mak 252. debt = bor癟 253. deceit = kand覺rmak *** deceitful = hilekar, hileci 254. deceive = kand覺rmak, kafaya almak (= take in) 255. decipher = ifresini 癟繹zmek 256. decipher = ifresini 癟繹zmek, anlam覺n覺 meydana 癟覺karmak 257. declare = ilan etmek, beyan etmek 258. decline = (1) azalmak, gerilemek (2) kibarca reddetmek (= turn down) 259. dedicate = kendini adamak (= devote to, commit oneself to) 260. dedicate to = kendini adamak (= devote to) 261. deduce = sonu癟 癟覺karmak (= conclude, assume) 262. deduction = t羹mevar覺m, sonu癟 (= conclusion) 263. deepen = derinletirmek, derinlemek 264. defeat = yenmek, bozguna uratmak (= beat) 265. defect = bozukluk, kusur, hata, sakatl覺k *** speech defect = konuma 繹zr羹 266. defend = savunmak 267. define = tan覺mlamak 268. degeneration = yozlama, asl覺n覺 kaybetme 269. delay = geciktirmek 270. delightful = zevkli, ho 271. deliver = (1) siparii teslim da覺tmak/teslim etmek (= distribute) (2)dourmak vermek (3) deliver speech = konuma yapmak 272. demand = (1) talep, istek (2) talep etmek, istemek ***in demand = reva癟ta 273. demobilize = askerden terhis etmek 274. demolish = y覺kmak, par癟alamak (= do away with) 275. demonstrate = (1) uygulamal覺 bir ekilde g繹stermek (= show) (2) g繹steriyapmak, protesto d羹zenlemek 276. deny = (1) inkar etmek (2) yapmas覺n覺 yasaklamak (deny somebody to do something) 277. depress = (1) 羹zmek (= sadden, upset) (2) bast覺rmak (= press down) 278. derive from = 癟覺karmak, gelmek 279. descend = inmek, azalmak 280. desert = 癟繹l 281. deserve = hak etmek 282. design = plan 癟izmek, tasarlamak 283. design = tasarlamak, dizayn etmek 284. desire = (1) istek, arzu (2) istemek, arzu etmek (= wish) 285. desolate = mutsuz, kederli (= depressed) (2) terkedilmi (= deserted) 286. dessert = tatl覺 287. destination = hedef, var覺lacak yer 288. destiny = kader, k覺smet 289. destroy = y覺kmak, yok etmek (= damage, ruin) 290. detain = al覺koymak, g繹z alt覺nda tutmak (= take into custody) 291. detect = meydana 癟覺karmak, iin asl覺n覺 ortaya 癟覺karmak (= discover, notice) 292. detection = tehis etmek, belirlemek 293. deter (someone) from = cayd覺rmak, engel olmak (= discourage) 294. deteriorate = k繹t羹lemek, k繹t羹ye gitmek (= aggravate, worsen) 295. determination = (1) azim, kararl覺l覺k (= ambition) (2) inat (= stubbornness, obstinacy) 296. devastate = y覺kmak, tahrip etmek (= destroy) 297. develop = (1) geli(tir)mek, genile(t)mek, ortaya atmak (teori, fakir vb) (2) (foto) film banyo ettirmek (3) (v羹cudun 羹rettii bir hastal覺a) yakalanmak develop cancer 298. deviate = sapmak, y繹n羹n羹 deitirmek (= diverge, stray) 299. devote = adamak 300. diagnose as = tehis etmek 301. differentiate = ay覺rmak (= distinguish) 302. diminish = azalmak (= decline) 303. direct = (1) y繹netmek (2) (turiste vb) yol g繹stermek (guide) 304. disappearance = ortadan/g繹zden kaybolmak (= vanish) 305. disclose = a癟覺a 癟覺karmak, g羹n 覺覺覺na 癟覺karmak (= reveal, display) 306. discover = kefetmek 307. discriminate (against) = (覺rk, ya, cinsiyet vb) ayr覺mc覺l覺k yapmak 308. discriminate against = ayr覺mc覺l覺k yapmak 309. discuss about = tart覺mak (= argue) 310. disease = hastal覺k, maraz (= illness, ailment) 311. dismiss = kovmak (iten), kafas覺ndan 癟覺karmak 312. dismissal = kovma, ba覺ndan savma 313. dispatch = g繹ndermek, yollamak (= send, submit) 314. display = g繹stermek, sergi *** on display = sergide 315. displeased = honut kalmam覺, memnun olmayan (= discontented, unsatisfied) 316. dispose of = ba覺ndan atmak, den kurtulmak (= get rid of) 317. dispute = (1) tart覺mak, anlaamamak (= disagree) (2) anlamazl覺k (= controversy) 318. disqualify = diskalifiye etmek, elemek, yetersiz g繹rmek 319. disseminate = (bilgi, fakir vb) yaymak, da覺tmak 320. distinct = (1) farkl覺, ayr覺, ba覺ms覺z (= different) (2) a癟覺k se癟ik, net (=clear) 321. distinguish = ay覺rmak, fark覺n覺 s繹ylemek (= differentiate) 322. distort = (1) (olay覺n asl覺n覺) 癟arp覺tmak, farkl覺 bir anlam y羹klemek (=misrepresent) (2) (eklini/bi癟imini vb) bozmak, tahrif etmek (= disfigure) 323. distress = (1) tehlike (2) ac覺, 覺st覺rap 324. distribute = da覺tmak (= deliver, hand out) 325. divert = (trafik y繹n羹n羹 vb) sapt覺rmak, baka y繹ne 癟evirmek 326. dizzy = ba覺 d繹nen, kendini bay覺lacak gibi hisseden (= giddy) 327. docile (dosayl) = uysal, evcil 328. dominate = egemen/bask覺n olmak, hakim olmak, idaresi alt覺na almak 329. donate = (para, kan vb) ba覺 yapmak (= contribute) 330. donation = (para, kan vb) ba覺 yapmak (= contribution) 331. dowry = 癟eyiz 332. dramatic = (1) tiyatro ile ilgili (= theatrical) (2) 繹nemli, kayda deer (= drastic) (3) ani, 癟ok h覺zl覺 (fiyatlarda ani ve h覺zl覺 art覺 gibi) 333. draw = (1) (resim vb) 癟izmek (2) (perde vb) 癟ekmek, kenara almak (3) (sonu癟) 癟覺karmak (***draw a conclusion) (4) bir ma癟覺n berabere bitmesi 334. dress code = (bir iyerinde veya okulda) k覺yafet genelgesi 335. drug addict = eroin ba覺ml覺s覺 336. drug dealer = eroin ticareti yapan kii 337. dustbin = 癟繹p kutusu (= trash can) 338. earth***** = deprem 339. edit = bir kitab覺 bas覺labilir hale getirmek, edit繹rl羹k yapmak 340. edition = (kitap i癟in) bas覺m, bask覺, yay覺n 341. educate = eitmek (= train) 342. effect = etki (= influence, impact) *have an effect on = 羹zerinde etkisi olmak 343. elect = se癟mek (= vote for) 344. eliminate = elemek, den kurtulmak (= get rid of) (2) yok etmek, y覺kmak (= destroy) 345. elimination = (1) ortadan kald覺rma, yok etme, bertaraf etme (2) hesaba katmama 346. embarrass = utand覺rma (= humiliate) 347. embrace = (1) kucaklamak (= hug, cuddle) (2) (fikir, din vb) benimsemek 348. emerge = ortaya 癟覺kmak (= come out) 349. emphasize = vurgulamak 350. employ = (1) ie almak (2) (metot, y繹ntem vb) uygulamak 351. empty = (1) boaltmak (2) bo 352. emulate = taklit etmek,(= imitate, copy) 353. enable = olanakl覺 k覺lmak 354. enclose = 癟evresini sarmak 355. encounter = kar覺lamak ( to face) 356. encourage = tevik etmek 357. endure = dayanmak 358. enhance = b羹y羹lemek 359. enhancement = y羹kseltme, art覺rma, 癟oaltma (= improvement, enrichment) 360. enlarge = b羹y羹tmek, geniletmek 361. enquire = soruturmak 362. enslave = k繹leletirmek, esir etmek 363. ensure = birini temin etmek/emin k覺lmak, birine garanti vermek 364. entertain = elendirmek 365. entirely = tamamen (= completely) 366. entrance = giri 367. envy = k覺skanmak, imrenmek 368. epic = destan 369. epic = destans覺 (iir vb) 370. equal = eit, adil 371. equality = eitlik (= parity, fairness) 372. equate = eitlemek 373. equip = donatmak 374. equip = donatmak ***equipment = donan覺m, te癟hizat 375. erode = y覺pratmak, a覺nmak 376. erupt = patlamak 377. establish = kurmak, doruluunu kan覺tlamak, kabul etttirmek 378. estimate = tahmini bir ey/rakam s繹ylemek, tahminde bulunmak (= guess) 379. eternal = kal覺c覺, ebedi 380. evaluate = deerlendirmek (= assess) 381. evaluation = deerlendirme (= assessment) 382. evidently = a癟覺k ve 羹phe g繹t羹rmez bir ekilde, delillere dayanarak (= obviously) 383. evolve = (1) geli(tir)mek (= develop) (2) (Biyolojide) evrim ge癟irmek 384. evolve = deimek, evrim ge癟irmek 385. exaggerated = abart覺l覺, m羹balaal覺 386. excavate = kaz覺 yapmak 387. exceed = amak 388. excessive = a覺r覺, abart覺l覺 (say覺da, miktarda) 389. exchange = takas etmek, dei toku etmek (= swap) 390. exclude = 癟覺karmak 391. exclusive to = herkese a癟覺k olmayan, 繹zel (otel, tatil yeri vb) 392. exclusively = sadece, yaln覺zca 393. excursion = keif gezisi 394. exhibit = sergilemek 395. exist = var olmak, mevcut hale gelmek 396. existence = var olu, mevcut olma 397. expand = genilemek, b羹y羹mek, n羹fuz olarak artmak 398. expect = ummak, beklemek 399. expectation = umut, beklenti 400. expense = masraf 401. experience = (1) tecr羹be (2) tecr羹be etmek, yaamak (3) olay, vukuat 402. expire = (yiyecek, ila癟 vb i癟in) son kullanma tarihi gelmek, miad覺 dolmak 403. expire = s羹resi dolmak 404. Expiry Date = Son Kullanma Tarihi 405. explode = patlamak 406. exploit = patlatmak, s繹m羹rmek 407. explore = kefetmek,arat覺rmak 408. export = ithal etmek 409. expose = (1) a癟覺klamak, arz etmek (= reveal) (2) (tehlikeye vb) maruz b覺rakmak 410. express = (1) ifade etmek, iletmek (2) 癟abuk, h覺zl覺 (= fast) 411. extend = (1) (tatilin, 繹devin vb) s羹resini uzatmak (= prolong) (2) ekleme yapmak (eve birkat daha 癟覺kmak veya balkon eklemek gibi) (= make bigger) ***extension 412. extract = elde etmek, 癟ekip 癟覺karmak (羹z羹mden sirke elde etmek gibi) 413. extraordinary = (1) fevkalade, olaan羹st羹 (= exceptional) (2) tuhaf, al覺覺lmad覺k 414. fabricate = (1) uydurmak (= make up) (2) (raf vb) monte etmek (= put up) 415. facilitate = kolaylat覺rmak 416. fade = (1) solmak (2) solgun 417. failure = baar覺s覺zl覺k 418. faint = (1) bay覺lmak (= pass out) (2) solgun (ses, renk vb) 419. fairly = olduk癟a (= quite, rather) 420. falsify = (1) hesaplar 羹zerinde oynamak (2) sahtekarl覺k yapmak (= fake) 421. familiar (with) = aina, tan覺d覺k 422. famish = a癟 kalmak, a癟l覺ktan 繹lmek (= starve) 423. fare = (otob羹s, u癟ak vb i癟in) fiyat 424. fatal = 繹l羹mc羹l ***fatally injured = a覺r yaral覺, 繹l羹mc羹l yaras覺 olan 425. favourable = olumlu, yap覺c覺 (= positive, constructive) (2) uurlu (=auspicious) 426. fearful for = i癟in korkan/endielenen 427. fertilize = (topra覺 vb) verimli hale getirmek, verimli k覺lmak 428. fetch = gidip getirmek 429. fianc矇 = (erkek) nianl覺 430. fianc矇e = (k覺z) nianl覺 431. field trip = k覺r gezisi, arazi gezisi 432. fierce = (1) iddetli, k覺yas覺ya, 癟etin (rekabet vb) (2) azg覺n, azm覺 (k繹pek vb) 433. figure = (1) ekil, fig羹r (2) rakam, say覺 (3) figure out = anlamak (= make out) 434. filthy = (1) pis, kirli (2) dayan覺ks覺z, salam olmayan 435. finance = finanse etmek, paraca desteklemek 436. fine = (1) ince ince/k羹癟羹k doranm覺 (et, patates vb) (2) iyi, g羹zel (3) para cezas覺 437. firework = havai fiek 438. fit = (1) sal覺kl覺, zinde, s覺hhati yerinde (= robust, healthy) (2) (bir k覺yafetin 覺kl覺k bak覺m覺ndan deil de bedene oturmas覺 anlam覺nda) yak覺mak (3) sara n繹beti (= seizure) 439. flatmate = ev arkada覺 440. flattery = birine ya 癟ekme 441. flee = ka癟mak (= escape) 442. fleece = koyun postu (y羹nl羹) *** hide = y羹ns羹z post 443. flight = (1) u癟u (2) u癟ak (= airplane = aeroplane) 444. flow = (nehir vb i癟in) akmak *** overflow = tamak 445. fluctuate = dalgalanmak, istikrarl覺 gitmemek, bir artmak bir azalmak 446. fluctuate = dalgalanmak 447. focus on = odaklanmak, younlamak (= concentrate on, centre on) 448. fold = (1) katlamak, k覺v覺rmak, b羹kmek (2) bir eyin kat覺, misli (twofold, tenfold = iki kat覺/misli, on kat覺/misli) 449. force = zorlamak 450. forceful = (1) g羹癟l羹, zorlu (2) etkili, ikna edici 451. forecast = 繹nceden tahmin etmek (= predict) 452. forge = taklidini yapmak, sahtesini 癟覺karmak 453. forgery = sahtekarl覺k (= counterfeit, fake) 454. forgery = sahtekarl覺k, kalpazanl覺k 455. former = 繹nceki (iki eyden bahsederken ilk s繹ylenen kii veya ey) 456. formerly = evvelki, 繹nceki 457. formulate = form羹lletirmek, form羹le d繹kmek 458. forthcoming = yak覺nlamakta olan, gelmekte olan ( Christmas vb.) 459. fortify = takviye etmek, salamlat覺rmak, kuvvetlendirmek (= strengthen, enrich) 460. fracture = k覺r覺lmak, 癟atlamak ( kemik, kolon vb) 461. frail = zay覺f, c覺l覺z (= feeble) 462. frame = 癟er癟eve 463. freed = serbest kalm覺, 繹zg羹r (= at liberty, at large) 464. fulfil = (g繹rev, sorumluluk vb) yerine getirmek, icra etmek (= carry out) 465. fundamental = esas, temel, zorunlu (= essential) 466. funeral = cenaze t繹reni 467. fussy = a覺r覺 titiz (= fastidious, meticulous, diligent) 468. fuzzy = t羹yl羹 469. gather = (1) toplamak, bir araya getirmek (2) bir araya gelmek 470. gender = cinsiyet (= ***) 471. generate = (1) (覺s覺, elektrik vb) 羹retmek (2) (tart覺ma vb) ortaya atmak 472. genre (= canr) = t羹r, 癟eit, nevi (= type, sort) 473. get rid of = ba覺ndan atmak, defetmek 474. giant = dev X dwarf 475. give up = vazge癟mek, b覺rakmak (= abandon, abort) 476. glance = g繹z atmak 477. gloom = karanl覺k ***gloomy = 羹z羹nt羹l羹, h羹z羹nl羹 478. glorify = y羹celtmek, 繹vmek (= praise) 479. goal = ama癟, gaye (= aim) 480. govern = y繹netmek 481. government = h羹k羹met 482. grab = kapmak, el koymak (= snatch) 483. gradually = yava yava, kademeli olarak 484. grant = vermek, bahetmek (burs, ba覺 vb) 485. grasp = (1) (bir nesneyi) kavramak (2) (bir konuyu) kavramak, anlamak 486. graveyard = mezarl覺k (= cemetery) 487. groom = damat 488. grow tired of = den yorulmak 489. growl = k繹pek ve benzeri hayvanlar覺n 癟覺kard覺覺 h覺rlama sesi 490. guide = rehber, rehberlik etmek 491. harass = sald覺rmak, taciz etmek ******ual harassment = cinsel taciz 492. harbour = (1) liman (2) bar覺nd覺rmak, salamak 493. hardship = zorluk 494. harshly = (1) sert bir ekilde (2) kabaca 495. hasten = acele etmek 496. havoc = hasar, y覺k覺m (= destruction) 497. hazard = tehlike 498. hazardous = tehlikeli (= perilous) 499. hectic = heyecanl覺, telal覺, hareketli (program, ofis vb) 500. hesitate = duraklama 501. highly = olduk癟a, epey (= extremely) 502. hinder = (1) engel, mani (2) engel olmak, mani olmak 503. hire = (1) kiralamak (2) ie almak (= employ) 504. hitchhiker = otostop癟u 505. hollow = oyuk, boluk (aa癟 kovuu vb) *** hollow promise = bo vaat 506. hopefully = inallah (= with any luck) 507. horrible = korkun癟 508. huge = iri, b羹y羹k (= enormous, immense) 509. humiliate = aa覺lamak, rezil etmek, utand覺rmak (= embarrass) 510. hunter = avc覺 511. hurricane (h繹rikeyn) = kas覺rga 512. iceberg = buz da覺 (= glacier) 513. identify = tehis etmek, kimliini belirlemek, s覺n覺fland覺rmak 514. idle = tembel (= lazy, indolent) X (= hardworking) 515. ignore = g繹rmezden kalmak, kale almamak (= take no notice) 516. illusion = hayal,h羹lya, kuruntu 517. illustrate = 繹rneklemek 518. imagine = hayal etmek 519. imitate = taklit etmek 520. immediate = (1) derhal, acele, 癟abuk (2) (akraba i癟in) en yak覺n 521. immobilize (immmobilayz) = hareketsiz/sabit k覺lmak 522. impact = 癟arpmak 523. impeach = su癟lamak, itham etmek (= accuse) 524. implement = ger癟ekletirmek (realize) 525. implicate = bulat覺rmak 526. imply = ima etmek 527. impose = zorla kabul ettirmek, koymak( vergi), y羹k olmak 528. imprisonment = hapse atmak (= incarceration) 529. improve = gelitirmek 530. inaudible = duyulamaz, iitilemez (ses vb) 531. incapable of (inkep覺b覺l) = kabiliyetsiz, yeteneksiz (= unskillful) 532. incapacitate = yetersiz b覺rakmak, olanak tan覺mamak, aciz b覺rakmak (= debilitate) 533. incessant = aral覺ks覺z, s羹rekli 534. incline = emek, eilimi olmak, fikrini vermek 535. include = dahil etmek, i癟ermek (= consists of, incorporate) x exclude 536. incorporate into = dahil etmek (= include, integrate) 537. incredible = inan覺lmaz ( = unbelievable) 538. indicate = g繹stermek, belirtisi olmak 539. indifference to = kay覺ts覺z, ilgisiz olmak 540. induce = -e neden olmak, ikna etmek 541. inevitable = ka癟覺n覺lmaz (= inescapable) 542. infer = anlamak, sonucunu 癟覺karmak 543. influence = (1) etki (= impact, effect) (2) etkilemek 544. influential (influwen覺l) = n羹fuzlu, s繹z羹 ge癟er, 癟evresi geni (=well-connected) 545. inherit = mirasa konmak, miras olarak almak (= come into) 546. inhibit = g繹z da覺 vermek 547. initially = balang覺癟ta, ilk etapta (= at first) 548. initiate (iniiyeyt)= balatmak (= start, commence) 549. injure = incitmek 550. injustice = eitsizlik, adaletsizlik (= inequality, unfairness) 551. innovate = yeni bir ey icat etmek, yenilik getirmek (= invent) 552. innovation = yenilik, yeni bir ey icad etmek 553. innovative = yenilik癟i, icat癟覺 554. insatiable (insey覺b覺l) = (1) g繹z羹 doymaz, doyumsuz, a癟 g繹zl羹 (2) obur, pisboaz 555. insignificant = (1) ehemmiyetsiz, 繹nemsiz (2) anlams覺z, manas覺z 556. insist (on) = 覺srar etmek (= persist in) 557. inspect = incelemek 558. instantaneously = anl覺k, bir anda olan, aniden (= immediately, instantly) 559. institute = kurmak 560. instruct = talimat vermek 561. insulate (against) = yal覺tmak, (souu/sesi vb) kesmek (h覺rkan覺n souu kesmesi gibi) 562. integrate = b羹t羹nlemek, kaynamak 563. intelligence = (1) zeka, ak覺l (2) haber ajans覺 564. intention (inten覺n) = niyet 565. intentional = kas覺tl覺,maksatl覺,bilebile (= deliberately) 566. interaction (with) = etkileim 567. interfere = bakas覺n覺n iine burnunu sokmak 568. interfere with = kar覺mak, m羹dahale etmek 569. interpretation = yorum, 癟eviri 570. interrogate = sorguya 癟ekmek 571. interview = (1) r繹portaj, r繹portaj yapmak (2) m羹lakat, m羹lakat yapmak 572. intimate = (1) samimi (2) tan覺d覺k, aina (al覺覺lan plaj, trafik manzaralar覺 vb) 573. introduce = (1) tan覺t覺rmak (2) yeni bir icad覺/fikri ortaya atmak 574. invade = igal etmek, istila etmek (= attck, occupy) 575. invaluable = paha bi癟ilmez, 癟ok deerli (= priceless) 576. invent = icat etmek (= make up) 577. invest (in) = para yat覺r覺m覺 yapmak 578. investigate = arat覺rmak, incelemek (= search, look into) 579. invoke = dilemek 580. involve = (1) dahil etmek (2) gerektirmek 581. involvement = dahil olma, kar覺ma (= association, participation) 582. irregularity = (1) yolsuzluk, hile (2) d羹zensizlik 583. isolate = izole etmek, (iki eyi vb) birbirinden ay覺rmak, tecrit etmek 584. jeopardize (ciopidayz) = tehlikeye atmak (= endanger, imperil) 585. join = kat覺lmak, itirak etmek 586. joint = (1) eklem, mafsal (2) ortaklaa yap覺lan (= mutual) 587. justify = dorulamak 588. kennel = k繹pek kul羹besi 589. keyhole = anahtar delii 590. kidnapper = adam/癟ocuk ka癟覺ran (= abductor) 591. knock = (1) devirmek (2) (kap覺 vb) 癟almak 592. knowledge = bilgi 593. label = etiketlemek 594. lamb = (1) kuzu (2) kuzu eti 595. latter = sonraki x former = 繹nceki 596. lawyer = avukat (= solicitor) 597. leak = (1) (su, ya vb) s覺zmak (2) (bilgi, gizli s覺rlar vb) medyaya s覺zmak 598. legend = efsane (= myth) 599. legislate = yasamak 600. leisure = bo vakit 601. lessen = azaltmak (= diminish) 602. levy = zorla toplama (hara癟) 603. Likewise = Buna benzer ekilde, Aynen bunun gibi (= Similarly) 604. listless = yorgun, bitkin (= exhausted) 605. literacy = okur yazarl覺k 606. litter = 癟繹p (= trash, garbage, rubbish) 607. loathe = nefret etmek (= abhor, hate) 608. locate = yerletirmek 609. location = mevki, yer 610. loose = gevek, s覺k覺ca balanmam覺, gevemi X tight 611. lovely = sevecen, sevimli 612. luggage (lagi癟) = bagaj 613. magical (mecik覺l) = sihirli 614. mainstream = pek 癟ok kii taraf覺ndan kabul g繹ren inan覺 veya d羹羹nce 615. maintain = korumak 616. make a decision = karar vermek 617. manage = (1) baarmak, 羹stesinden gelmek (2) y繹netmek, idare etmek 618. management = y繹netim idare 619. manipulate = elinde oynatmak 620. manner = davran覺, tutum (= attitude) 621. manufacture = fabrikada 羹retmek 622. march = ilerleme, ilerleyi, marla y羹r羹mek 623. massacre (messek覺=r) = soyk覺r覺m, katliam (= genocide) 624. master = (1) efendi, sahip (2) hakim olmak, bir eyi detaylar覺yla bilmek (= govern) 625. masterpiece = aheser, ba yap覺t 626. mature (ma癟u=) = olgun 627. meadow = 癟ay覺r, otlak, mera (= pasture) 628. meander = (1) dolamba癟l覺 yol (2) avare avare dolamak 629. measure (mej覺=r) = (1) 繹l癟羹, 繹l癟mek (2) tedbir, 繹nlem (= precaution) 630. mediate between = arabuluculuk etmek, aras覺n覺 bulmak 631. meet = (1) (ihtiya癟, talep vb) kar覺lamak (2) tan覺mak (3) (bir yolcuyu)kar覺lamak 632. memorial = an覺t 633. memory = haf覺za 634. merge = birlemek, bir araya gelmek ( iki irketin birlemesi vb) 635. migrate = g繹癟mek 636. minor = (1) az (2) 繹nemsiz, k羹癟羹k *** minority= az覺nl覺k 637. miraculously = mucize eseri 638. misbehave = terbiyesizlik yapmak, k繹t羹 davran覺lar sergilemek 639. mischief = yaramazl覺k, haar覺l覺k (= misbehaviour) 640. misunderstanding = yanl覺 anla覺lma (= misconception) 641. mix up = akl覺n覺 kar覺t覺rmak,kar覺t覺rmak 642. mock at = dalga ge癟mek, alay etmek (= tease, make fun of) 643. modify = deitirmek (= change) 644. mood = ruh hali, moral ***in a bad mood = morali bozuk olmak 645. mourning = yas, keder (= lamentation) ***mournful = yasl覺, yas tutan 646. move = (1) hareket etmek, ta覺mak (2) (bir yerden bir baka yere) ta覺nmak 647. movement = (1) hareket (2) (edebiyatta vb) ak覺m 648. multinational = 癟ok uluslu 649. municipality = belediye 650. murder = (1) 繹ld羹rmek, cinayet ilemek (= kill) (2) cinayet 651. mystery = gizem, s覺r (= enigma) 652. narrowly = k覺l pay覺 (= She narrowly escaped death yesterday.) 653. native to = y繹reye has/繹zg羹 654. neglect = ihmal etmek (= ignore) 655. nervous = gergin (s覺nav 繹ncesi vb..) *** nervous attack = sinir krizi 656. neutrality (n繹traliti) = tarafs覺zl覺k (= impartiality) 657. notice = (1) ilan (2) fark etmek 658. obese = iman, obez 659. obey = uymak, itaat etmek ( kurallara vb) 660. objection = itiraz 661. obligation = zorunluluk, mecburiyet 662. obscure = (1) silik (2) anla覺lmaz hale getirmek, kar覺覺k hale getirmek (= confuse) 663. observe = g繹zlemlemek 664. obsolete = modas覺 ge癟mi, eskide kalm覺 665. obtain = elde etmek (= gain, attain) 666. occasion = (1) 繹zel olay, 繹nemli g羹n (2) durum, hal 667. occasional = ara s覺ra, nadiren (= infrequent) 668. occupy = (1) (羹lke/ehir vb) igal etmek (2) bir mekan覺 doldurmak, yerlemek 669. occur= meydana gelmek 670. occurrence = vukuat, olay 671. odd = (1) tuhaf (=strange, weird *(wiy覺rd) (2) odd numbers = tek say覺lar (1,3,5 ..) 672. Oddly enough! = Ne tuhaft覺r ki ! 673. odour = koku ***odourless = kokusuz X (aromatic = ho kokulu) 674. offend = (1) g羹cendirmek, k覺rmak (2) (hafif) su癟 ilemek 675. offer = (1) teklif, teklif etmek (2) (imkan, f覺rsat vb) salamak, sunmak 676. officially = resmen, resmi olarak 677. opportunity = f覺rsat *** opportunist = f覺rsat癟覺 678. opposition = kar覺tl覺k, muhalefet,z覺tl覺k 679. oppress = zulmetmek (= persecute) 680. ordinary = s覺radan, al覺覺lagelmi (= commonplace, mundane, average) 681. originally = ilk bata, ilk 繹nceleri (= initially, at first) 682. ornament = (1) s羹s, s羹s eyas覺 (2) s羹slemek 683. orphan = yetim b覺rakmak 684. outcrop = yery羹z羹ne 癟覺km覺 katman 685. outcry = feryat figan, 癟覺l覺k 686. outdo = birini geride b覺rakmak, sollamak, ekarte etmek (= surpass) 687. outing = gezi, gezinti 688. outlet = (sadece bir 癟eit 羹r羹n veya sadece bir firman覺n 羹r羹n羹n羹 satan) ube 689. overlap = 羹st羹ste binmek 690. overlook = (1) g繹z ard覺 etmek, g繹rmezden gelmek (= ignore) (2) (bir evin denize bakmas覺, bir ofisin otoparka bakmas覺 gibi) e bakmak 691. overtake = (arabas覺yla bir baka arabay覺) sollamak 692. overtake = sollamak, bast覺rmak 693. partially = k覺smen 694. participate in = kat覺lmak, itirak etmek (= take part in, join, attend) 695. participation = itirak, kat覺l覺m ***participatory = kat覺l覺mc覺 696. particular (p覺tik=ul覺r) = 繹zel, 繹nemli *** in particular = 繹zellikle 697. particularly = 繹zellikle 698. passenger = toplu ta覺t yolcusu 699. passionately = ihtirasla, tutkuyla 700. patiently = sab覺rla, sab覺rl覺 bir ekilde (= uncomplainingly) 701. pavement = kald覺r覺m (= side-walk) 702. peace and quiet = huzur ve s羹kunet 703. peak = doruk, zirve *** at peak = zirvede, dorukta 704. peculiar = tuhaf, acayip (= odd, weird, strange) 705. pedestrian = yaya 706. penalize = ceza vermek, cezaland覺rmak (= punish) 707. perceive = alg覺lamak 708. permission = izin, m羹saade 709. persevering = sebatkar, gayretli 710. persist = 覺srar etmek, s羹r羹p gitmek 711. persuade = ikna etmek 712. pessimism = k繹t羹mserlik ***pessimist = k繹t羹mser ***optimist = iyimser 713. pet = ev hayvan覺 714. pioneer = 繹nc羹, yol a癟an, 繹nc羹l羹k eden (= forerunner) 715. placement = yerletirme 716. plague (pleyg) = (1) veba (2) 繹ld羹r羹c羹 salg覺n hastal覺k (3) (bela vb) musallat olmak 717. plain = (1) d羹z, sade (2) ova, d羹zl羹k 718. plead = yalvarmak , rica etmek 719. please = (1) memnun etmek, tatmin etmek (= satisfy) (2) L羹tfen! 720. pledge (plec) = ciddi bir s繹z vermek, ciddi bir vaat 721. poem = iir ***poetry = iir 722. point = (1) anlam, mana ***pointless = anlams覺z (2) (zamanda/mekanda vb)nokta 723. policy = tutum, kural, prensip, ilke 724. polio = 癟ocuk felci 725. pose = ortaya 癟覺karmak, poz vermek 726. possess = sahip olmak, etkilemek 727. possession = eya, mal m羹lk 728. post = (1) vazife, g繹rev, i (2) posta 729. postpone = ertelemek (= put off) 730. practically = 1-hemen hemen 2-uygun olarak, pratik olarak 731. praise = 繹vmek (= glorify, compliment) 732. precede = den 繹nce gelmek 733. predict = tahminde bulunmak 734. predictable = tahmin edilebilir, sa覺 solu belli 735. prejudice = 繹n yarg覺 (= bias) 736. present = (1) sunmak, tan覺tmak (2) mevcut, var olan (= existing) 737. preserve = korumak, muhafaza etmek 738. pressure = bask覺, bas覺n癟 ***under pressure = bask覺 alt覺nda 739. prevent = engel olmak, mani olmak 740. previously = 繹nceden, eskiden (= formerly) 741. prior (to) = den 繹nce, den evvel 742. prison = hapishane (= jail) 743. probability = olas覺l覺k 744. process = (bir malzemeyi) ilemek 745. progress = ilerlemek ***in progress = devam eden, ilerlemekte olan 746. promote = (1) terfi etmek, makam覺n覺 y羹kseltmek (2) reklam yapmak 747. prompt = 癟abuk, ivedi, acele, vakit ge癟irmeden (= punctual, immediate) 748. promptly = derhal, hemen 749. proofread = bir metni inceleyip 羹zerindeki yanl覺lar覺 d羹zeltmek 750. properly = adam ak覺ll覺 751. property = mal, m羹lk 752. proportion = oran ***in proportion to = e oranla 753. protection against = koruma 754. provoke = k覺k覺rtmak, tahrik etmek 755. publish = (kitap, kaset vb) yay覺mlamak 756. purchase (p繹=癟覺s) = (1) sat覺n almak (2) sat覺n al覺nan eya 757. purchase = sat覺n almak (= buy) 758. purpose = ama癟, gaye 759. pursue = takip etmek (= follow, chase) ***in pursuit of = n覺n peinde 760. push = itmek X pull = 癟ekmek 761. put forth = 繹ne s羹rmek, ortaya atmak (= put forward, bring up) 762. queue = s覺ra, kuyruk 763. race = (1) 覺rk (2) yar覺 764. racism = 覺rk癟覺l覺k, milliyet癟ilik (= nationalism) 765. raid = yasad覺覺 ilere yap覺lan bask覺n (= seizure) 766. raise = (1) art覺rmak, y羹kseltmek, kald覺rmak (su seviyesini, maalar覺 vb) (2)(hayvan/insan) yetitirmek, b羹y羹tmek (3)(sorun, konu, fikir vb)ortaya atmak 767. rate = oran, h覺z 768. receive = almak, kabul etmek 769. reckless = = dikkatsiz, pervas覺z (= irresponsible, thoughtless) 770. recklessly = dikkatsizce, pervas覺zca (= irresponsibly, thoughtlessly) 771. recognize = (daha 繹nce g繹rd羹羹 birini veya bir eyi g繹rd羹羹nde) tan覺mak 772. recommendation = tavsiye, 繹neri 773. referee = hakem (= arbitrator) 774. refreshing = canland覺r覺c覺, serinletici (aperatif yiyecek, temiz hava vb) 775. refugee = m羹lteci 776. refund = paray覺 iade etmek 777. regard = (1) sayg覺 (= respect) (2) g繹z 繹n羹nde bulundurmak 778. regional = b繹lgesel 779. register = (1) sicil,k羹t羹k (2) kaydetmek 780. regret = (1) pimanl覺k (2) 羹z羹nt羹 781. regretful = piman, 羹zg羹n (= remorseful) 782. regrettable = 羹z羹c羹, 羹z羹nt羹/keder/esef verici 783. regularly = d羹zenli bir ekilde *** on a regular basis = d羹zenli bir ekilde 784. rehearse (rih繹rs) = prova yapmak ***rehearsal = prova 785. reject = red etmek (= turn down) 786. rejection = ret, kabul etmeme (= refusal) 787. relate = (1) rivayet etmek, anlatmak, aktarmak (2) ilikili/alakal覺 olmak 788. release = serbest b覺rakmak,salmak (= let out) 789. relentless = (1) merhametsiz (2) amans覺z, hummal覺, aral覺ks覺z devam eden 790. relief = rahatlama, ferahlama ***relief work = afet kurtarma ekibi 791. relocate = yerini deitirmek, yerinden etmek (= displace) 792. reluctant (rilakt覺nt) = isteksiz (= unwilling) 793. remain = kal覺nt覺 794. remark = (1) s繹ylemek, belirtmek (2) d羹羹nce, fikir 795. remembrance = anma, hat覺rlama, yad etme (= commemoration) 796. reminiscent of = and覺ran, hat覺rlatan, an覺msatan (= suggestive of) 797. remote = (1) uzak, 覺rak (2) 覺ss覺z, 羹cra ***remote control = uzaktan kumanda 798. removal = (1) (leke vb eylerin) 癟覺kar覺lmas覺, s繹k羹lmesi (2) (evin vb) ta覺nmas覺 799. remove = (1) (leke vb) 癟覺karmak, temizlemek (2) s繹kmek 800. repeatedly = defalarca, tekrar tekrar (= continually, constantly) 801. repetitive = monoton, s覺k覺c覺 802. replace (with) = (1) eski yerine koymak (2) ile deitirmek 803. replica = asl覺na 癟ok benzeyen kopya 804. request = rica etmek 805. require = gerektirmek (= necessitate) 806. requirement = ihtiya癟, gereksinim 807. resentful = al覺ngan, dar覺lm覺 808. reside = ikamet etmek, yerlemek 809. resident = bir yerde ikamet eden, halk (apartman, mahalle sakini vb) 810. resign from = den istifa etmek ***resignation = istifa 811. resolve = (1) 癟繹zmek (= sort out) (2) karar vermek 812. resort = (1) son 癟are olarak bir eye bavurmak (2) tatil yeri/beldesi 813. response = kar覺l覺k, cevap 814. restlessness = huzursuzluk, i癟inin rahat olmamas覺 X calmness 815. result = sonu癟 (= outcome) 816. reveal = a癟覺a 癟覺karmak, g羹n y羹z羹ne 癟覺karmak (= disclose, display) 817. revenge = intikam, intikam almak *** take revenge on = intikam almak 818. revolve = (1) d繹nmek (2) d繹nd羹rmek, 癟evirmek 819. reward = (1) 繹d羹l (2) 繹d羹llendirmek *** rewarding = tatmin edici (i vb) 820. ride = (at, bisiklet vb) binmek 821. rightfully = hakl覺 olarak, hakl覺 yere X wantonly = durduk yere, sebepsiz yere 822. rise = ortaya 癟覺kmak, artmak, y羹kselmek 823. rob somebody of something = birini soymak ***robbery = soygun 824. robust (r覺bast) = turp gibi, sapasalam 825. rough (raf) = (1) kaba p羹r羹zl羹 (zemin, y羹zey vb) (2) nazik olmayan, sakar bir ekilde (3) (deniz/okyanus i癟in) dalgal覺, f覺rt覺nal覺 826. rubble = enkaz, y覺覺n (= wreckage) 827. sacrifice = adamak, kurban adamak 828. salute = selamlamak (= greet) 829. satisfaction = tatmin, memnuniyet 830. savage = vahi 831. scald = kaynar suyla yakmak/halamak (el, kol vb) 832. scalp = kafa derisini y羹zmek 833. scarce = seyrek, az 834. scarcely = hemen hemen hi癟 (= barely, hardly) 835. scatter = sa癟mak, serpmek 836. sceptical = 羹pheci (= cynical) 837. scratch = (1) kaz覺mak, tahri etmek (2) t覺rmalamak 838. sculpture = heykel ***sculptor = heykelt覺rta 839. seam = (1) k覺yafetlerin diki yerleri (2) (yara i癟in) diki yeri 840. seasonal = mevsimine uygun 841. secure = g羹venli, emniyetli (= safe) 842. sedate = (1) sakinletirmek, yat覺t覺rmak (2) sakin, soukkanl覺 (= composed) 843. seed = tohum 844. seize = (1) bask覺nla ele ge癟irmek (= raid) (2) (birinin kolunu vb) kavramak 845. sense = (1) duygu **sensitive = hassas, duygusal (2) mant覺k **sensible =mant覺kl覺 846. sentence = (1) birini hapse/cezaya mahkum etmek (2) c羹mle 847. sentimental = duygusal (= emotional) 848. session = toplant覺n覺n her bir oturumu 849. sewage = la覺m, kanalizasyon 850. shade = (1) g繹lgelik (2) renk tonu 851. shortcoming = kusur, eksik, noksan 852. shorten = k覺saltmak 853. show off = hava atmak 854. shuffle = kar覺t覺rmak ( iskambil ka覺tlar覺n覺); ayak s羹r羹yerek y羹r羹me 855. sigh = i癟 癟ekmek *** a sigh of relief = derin/rahat bir nefes 856. significant = (1) 繹nemli, kayda deer (2) manal覺, anlaml覺 857. silent = sessiz, sakin 858. simply = (1) basit bir ekilde (2) sadece, yaln覺zca (= only, solely, merely) 859. simulate = taklit etmek *** simulation = taklit 860. sink = (1) batmak (2) lavabo, musluk ta覺 861. situate = konuland覺rmak, yerlemek, yerletirmek (= locate) 862. size = (1) (insan i癟in) k覺yafet bedeni (2) ebat, boyut 863. skill = beceri, yeti, istidat (= talent, ability) 864. slaughter = (1) kurban etmek, kesmek (2) 繹ld羹rmek, cinayet ilemek (= murder) 865. slavery = k繹lelik 866. sleeve = g繹mlek, g繹mlek kolu *** buy on the sleeve = veresiye sat覺n almak 867. slight = hafif, az 868. slip = kaymak *** slip of the tongue = dil s羹r癟mesi 869. smash = (cam, kap覺 vb) parampar癟a etmek, k覺r覺p par癟alamak 870. smother (smad覺r) = (1) (yast覺k vb ile) bomak (2) 羹zerini 繹rtmek, kamufle etmek 871. snap = (fotoraf癟覺l覺kta) poz 872. soap = sabun ****soap opera = pembe dizi 873. sociable = s覺cak kanl覺, insanlarla 癟abuk kaynaan 874. solely = yaln覺zca, sadece 875. soothing = yat覺t覺r覺c覺 (= comforting, calming) 876. spectacular = g繹rkemli, harikulade 877. spectacular = g繹rkemli, muhteem (= impressive, stunning) 878. spend = harcamak ( para vb) 879. spillage = (yere vb) d繹k羹len ey, d繹k羹nt羹 (su vb) 880. spin = (1) f覺r覺l f覺r覺l d繹nmek (2) (ip i癟in) eirmek 881. spine = omurga, belkemii 882. spiritual = manevi, ruhani 883. spoiled = 覺mar覺k (= mischievous (=mis癟iv覺s) 884. spouse = e (kar覺 veya koca) 885. spread = yaymak, yay覺lmak ***widespread = geni 癟apl覺, yayg覺n 886. spring = (1) bahar mevsimi (2) su kayna覺 887. stability = istikrar, denge 888. staff = personel 889. stage = (1) sahne (tiyatro) (2) aama, merhale 890. stage = sahne, derece 891. startle = (1) korkutmak, 羹rk羹tmek (2) a覺rtmak, affalatmak 892. statement = (1) s繹z, ifade (2) deme癟 *** give statement = ifade vermek 893. statue (stey癟u) = heykel 894. steadily = sabit bir ekilde, istikrarla (= constantly) 895. steal = 癟almak, h覺rs覺zl覺k yapmak 896. stealthily (steltili) = h覺rs覺z gibi, sinsi bir ekilde (= sneakily (snikili) 897. stem = aa癟 g繹vdesi *** stem from = den kaynaklanmak 898. stimulate = (1) tevik etmek, motive etmek (= encourage) (2) (beyni) uyarmak 899. stir = (1) kar覺覺kl覺k, kargaa (2) kar覺t覺rmak ( 癟orba vb) ***Stir up = K覺z覺t覺rmak 900. store = depo, depolamak 901. storm = f覺rt覺na ***blizzard = kar f覺rt覺nas覺 902. stranger = yabanc覺, ecnebi 903. stray = (1) ba覺bo aylak kimse (2) sokakta yaayan kedi, k繹pek vb 904. stress = (1) buhran, bunal覺m, stres (2) vurgulamak (= emphasize) 905. stretch = (1) uzamak, uzanmak (2) germek 906. strike = (1) grev *** on strike = grevde (2) darbe, vuru 907. stroll = a覺r a覺r dolamak (= go for a stroll = dolamaya 癟覺kmak) 908. subject to = (1) (繹l羹me, yaln覺z kalmaya vb) maruz kalm覺 (2) olas覺, muhtemel 909. substantial = 癟ok 繹nemli, 繹nemli 繹l癟羹de 910. sue = dava a癟mak 911. sufficiently = yeterli miktarda 912. suffrage = oy kullanma hakk覺 913. suggestion = 繹neri, tavsiye 914. suggestive of = manal覺, imal覺, insan覺n akl覺na bir ey getiren 915. suit = yak覺mak (k覺yafetin vb.) 916. supply = (1) tedarik etmek,salamak (2) kaynak *** supply of water= su kayna覺 917. support = desteklemek 918. supportive = (1) destek veren, anlay覺 g繹steren (2) yard覺msever, efkatli 919. suppress = (duygular覺n覺, ba覺覺kl覺k sistemini vb) bask覺lamak 920. surpass = 羹st羹n olmak, geride b覺rakmak, 羹st羹n olmak 921. surrender = teslim olmak X surround 922. suspend = ask覺da , muallakta b覺rakmak, okuldan uzaklat覺rma 923. suspicion = 羹phe 924. symptom = semptom, belirti (hastal覺k vb i癟in) 925. take off = (1) havalanmak (2) taklit emek 926. take on = (sorumluluk vb) 羹stlenmek 927. tame = evcil hayvan (= docile, domesticated) 928. tapestry = duvar hal覺s覺 929. tasteful = (1) zevkli, zevkine d羹k羹n kii (2) zevkle yap覺lan/haz覺rlanan (desen vb) 930. tasty = lezzetli 931. temple (temp覺l) = tap覺nak, mabet (= shrine, sanctuary) 932. tenderness = efkat, merhamet, anlay覺 (= affection) 933. terminal = (1) 繹l羹mc羹l (hastal覺k) (= perishing) (2) u癟ta/sonda bulunan, son, nihai 934. terminate = (1) (s繹zleme, kontrat vb) sonland覺rmak, bitirmek (2) yok etmek 935. territory = b繹lge, arazi 936. the rest of = n覺n geri kalan覺 937. thoughtless = d羹羹ncesiz, patavats覺z, kaba (= tactless, rude) 938. throughout = boyunca 939. throw = atmak, f覺rlatmak 940. throw out = (癟繹p vb) d覺ar覺 atmak 941. thunderstorm = y覺ld覺r覺ml覺 f覺rt覺na 942. tomb = mezar, kabir, t羹rbe (= grave) 943. tough = (1) sert, kat覺, dayan覺kl覺 madde (2) (yiyecek vb) 癟inenmez, iyi pimemi (3) (insan i癟in) 癟etin, dayan覺kl覺, 癟ok hayat tecr羹besiyle yorulmu 944. trace = iz, izini s羹rmek 945. trade = (1) ticaret yapmak, al覺m sat覺m yapmak (2) ticaret 946. traditional = geleneksel 947. trail = iz, patika 948. train = (1) eitmek, eitim g繹rmek (= educate) (2) idman/antrenman yapmak (3)stajyerlik/癟覺rakl覺k yapmak 949. transmit =(1) g繹ndermek, iletmek (mesaj vb) (2) (hastal覺k vb) bulat覺rmak 950. trash = 癟繹p (= garbage) 951. treasure (trej覺= )= hazine 952. treat = (1) tedavi etmek *** treatment = tedavi (2) davranmak 953. trick = hile, tuzak, 癟eldirme ***play a trick on = kand覺rmak, k繹t羹 aka yapmak 954. trim = (1) (aa癟) budamak (2) (sa癟) k覺rpmak, kesmek 955. tripe = ikembe 956. truthful about = (1) sadece doruyu s繹yleyen (2) ger癟eklere uygun, doru (s繹z) 957. turn in = (1) (yetkili kiiye) teslim etmek (2) uyumaya gitmek 958. unattended = sahipsiz, sahibi ortada g繹z羹kmeyen (eya, 癟ocuk vb) 959. unbearable = katlan覺lmaz, dayan覺lmaz (bask覺, s覺cakl覺k, souk vb) (=intolerable) 960. uncultured = k羹lt羹rs羹z, tahsilsiz, cahil (= uncultivated, boorish, unsophisticated) 961. undermine = zay覺flatmak, baltalamak, temelini 癟羹r羹tmek (= weaken) 962. undertake = (zor ve 羹z羹n s羹rebilecek bir ii) 羹stlenmek, sorumluluunu almak 963. undertake = 羹stlenmek (= take on) 964. unfortunate = talihsiz, ans覺z (= unlucky) 965. unlimited = s覺n覺rs覺z (= unrestricted) 966. unreliable = g羹venilmez 967. untimely = vakitsiz, yersiz, olmad覺k zamanda (= at an awkward time) 968. unusual = s覺ra d覺覺, al覺覺lmam覺 (= extraordinary, exceptional) 969. unwind = (1) (繹zellikle iten sonra) rahatlamak, dinlenmek (2) d羹羹m/sarg覺癟繹zmek 970. upgrade = (bilgisayar gibi makineleri) g羹ncellemek, modelini yenilemek 971. urgent = acil (= pressing) 972. vacation = tatil 973. vague (veyg) = (1) belirsiz, 羹st羹 kapal覺 (2) net hat覺rlanamayan ey X vivid 974. valley = vadi 975. vanish = 1- ortadan kaybolmak 2-yok olmak 976. variety = deiiklik, 癟eitlilik 977. vast = b羹y羹k, engin, muazzam (= immense, tremendous, huge) 978. vet = veteriner 979. vigorously = gayretle (= diligently) 980. violate (vayoleyt) = (kural, kanun, hak vb) ihlal etmek, 癟inemek (= abuse) 981. violent = iddetli, iddet i癟erikli 982. virtually = hemen hemen, neredeyse (= practically, nearly, almost) 983. vocation = meslek 984. volunteer = g繹n羹ll羹, 羹cret almadan yard覺m eden 985. vote for/against = (1) oy (2) oy vermek 986. voyage = deniz yolculuu 987. wantonly = (1) durduk yere, sebepsiz yere (2) ahlaks覺zca, ehvetle 988. wear = tak覺nmak( g繹zl羹k, kolye, k覺yafet),giymek 989. weep = alamak, s覺zlamak (= cry, sob) 990. whirl = (1) h覺zla d繹nmek (2) girdap 991. wholly = tamamen, t羹m羹yle, b羹t羹n羹yle (= entirely) 992. widely = geni 癟apta, olduk癟a 993. widow = kad覺n dul ***widower = erkek dul 994. withdraw from = (1) (savatan,se癟imlerden vb) geri 癟ekilmek (= pull out of) (2) (bankadan, hesaptan vb) para 癟ekmek 995. withdrawn = i癟ine kapan覺k (= reserved, inhibited) 996. witness = (1) ahit olmak (2) tan覺k, ahit, g繹rg羹 tan覺覺 997. worthless = deersiz (= valueless) 998. yard = avlu, bah癟e 999. yield = (1) 羹r羹n meyve vermek (2) 羹r羹n kazan癟 1000. zip = fermuar
Warning: Use of undefined constant rand - assumed 'rand' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/sentence/sinavingilizce.com/wp-content/themes/ribbon/single.php on line 40
Warning: count(): Parameter must be an array or an object that implements Countable in /home/sentence/sinavingilizce.com/wp-includes/class-wp-comment-query.php on line 405